Kategori: Makaleler

Dil ve Konuşma Bozuklukları

Dil ve Konuşma Bozuklukları

3 yaşında ya da daha küçük bir çocuğunuz var mı? Çocuğunuz sizin konuşmalarınızı (çıkardığınız sesleri) dinlemiyor gibi mi görünüyor? Çocuğunuz çok ağlıyor ve öfke krizi mi geçiriyor? Çocuğunuzda dil ve konuşma bozukluğu olabilir.
2.5 yaşındaki oğlum hiç konuşmazdı. Adıyla seslendiğimde cevap vermezdi. Kitabın sayfalarını çevirir ama ona kitabı okuduğum zaman dikkatini vermezdi. Bir şey istediğinde gösterirdi; fakat isterken hiç kelime kullanmazdı. Yapmasını istediğim bir şeyi hiç yapmazdı. Onu anlamadığım zaman çok tepki gösterirdi. Bu normal mi? Acaba algılayabilmesi için biraz daha zamana mı ihtiyacı var?
Çocuğunuzun iletişim probleminin kendi kendine zamanla geçmesini bekleyip ümit etmeyin. Erken dil ve konuşma problemleri ilerleyen yıllarda okuma, yazma ve öğrenme sorunlarına yol açabilir. Dil ve konuşma bozuklukları sosyal becerilerinin gelişmesine de engel olabilir. Erken teşhis, erken tedavi demektir. Ne kadar erken zamanda destek alınırsa çocuğunuzun gelişimi o kadar iyi yönde ilerler.
Dil ve konuşma terapistleri bütün yaş grubundaki çocuklara dil bozukluklarında, konuşma ve ses çıkarmadaki sorunlarda, akıcı konuşma bozukluklarında (kekemelik ve hızlı konuşma) ve ses bozukluklarında yardım edebilmektedir. Çocuklar dil ve konuşma bozukluklardan en az birini yaşıyorsa iletişim sorunları vardır.
Belirtileri Tanıyalım
Aşağıda çocukların yaş gruplarına göre normal dil ve konuşma gelişimi verilmiştir, çocuğunuzdaki herhangi bir konuşma, dil veya işitme bozukluğunu ya da geriliğini aşağıdaki listeyi takip ederek kontrol edebilirsiniz.
Dilin Normal Gelişimi
Bir dil ve konuşma bozukluğu konuşmayla ve/veya yazmayla ilgilidir. Dil ve konuşma bozukluğu alıcı (anlama/algılama) ve/veya ifade edici (konuşma, okuma, yazma veya işaret ederek gösterme) dil becerilerinde de ortaya çıkabilir. Normal dil gelişimi aşağıdaki örneklere çok yakındır.
-Farklı durumlar için (aç olmak, rahatsız olmak gibi) farklı ağlamalar geliştirir. (Doğum – 3 Ay)
-Ses oyunlarına başlar. “Agu”lama dönemindedir. (4 Ay – 7 Ay)
-“Agu”lama seslerine ek olarak “bababa” “mamama” gibi sesleri çıkarmaya başlar. (7 Ay – 12 Ay)
-Sadece birkaç kelime çıkarabilirler. (12 Ay – 18 Ay)
-İki kelimelik sorular sormaya başlarlar “Mama yok?” gibi. (18 Ay – 2 Yaş)
-2 ila 3 kelimelik cümleler kurmaya başlarlar. Sıfat edinimleri başlar “Büyük top” gibi. 2 yaşın sonuna doğru kelime dağarcığı 100’ün üzerindedir. (2 Yaş – 3 Yaş)
-Cümle formunda en az 3-4 kelimelik cümleler kurmaya başlarlar. (3 Yaş – 4 Yaş)
-Uzun ve detaylandırılmış cümleler kurmaya başlarlar. Cümlelerinin tamamı anlaşılırdır ve cümlelerinin gramer yapısı yetişkinlerinkine yakındır. (4 Yaş – 5 Yaş)
Konuşma Seslerinin Gelişimi
-p,b,m ve h seslerini genellikle doğru olarak çıkartır. (1 Yaş- 2 Yaş)
-k,g,f,t,d,v ve n seslerini genellikle doğru olarak çıkartır. (2 Yaş -3 Yaş)
-Konuşma ifadeleri aile üyelerine ve çocukla iletişimde olan yakınlara anlaşılır gelmektedir. (2 Yaş – 3 Yaş)

Konuşma Seslerinde Bozukluk Olan Çocuğa Yardım Etme Yolları
-Konuşma seslerini mümkün olduğunca doğru çıkarın. Çocuğun çıkardığı seslerde yanlışlık olduğunda çocuğun doğru sesi çıkarması için çocuğu zorlamayın.
-Çocuğun yanlış çıkardığı sesleri düzeltmek için ısrarcı olmayın. Önemli olan çocuğun konuşmayı sürdürmesidir.
Kekemelik Belirtileri
-Sesleri veya kelimeleri çıkarmakta büyük çaba göstermesi,
-Kelimenin ilk sesini tekrar etmesi “elma için “e-e-e-elma” demesi gibi,
-Konuşma sırasında sürekli duraklaması,
-Sesleri uzatarak çıkarması “masa” için “ma-ma-ma-masa” demesi gibi.
-(2.5 yaşından itibaren çocuklarda kekemelik gözlemlenebilmektedir.)
Kekemelikte ya da Akıcı Konuşma Bozukluğunda Çocuğa Yardım Etme Yolları
-Çocuğa konuşması için süre verin.
-Çocuk konuşurken konuşmasını bölmeyin ya da çocuğu susturmayın.
-Çocuğu, kekemeliğin ne derecede olduğunu anlamak için, dil ve konuşma terapistine götürün. (Pek çok çocuk kısa süreliğine kekeleyebilir ve belli bir zaman sonra kekemelik ortadan kalkabilir.)
Ses Bozuklukları Belirtileri
-Kısık sesli ya da hırıltılı sesle konuşması.
-Genzinden ses (nasal-sounding voice) çıkarıyormuş gibi konuşması.
Ses Bozukluğuna Yardım Etme Yolları
-Çocuğun kısık, hırıltılı ya da genizden gelen sesleri için mutlaka KBB doktoruna götürün.
-Çocuğun bağırmasına ya da çığlık atmasına izin vermeyin.
-Çocuğu sigaradan ve sigara dumanından uzak tutun.

Dil ve Konuşma Bozuklukları Terapisti
Uzm. Psk. Nurcan KEMENT

12027562_702188013249273_2152890861312454704_n

Boşanma

Boşanma hem çocukta hem de anne ve babada, yaşanan kayıp ve değişimlerle gelen belirsiz süreçlere ve strese bağlı keder duygularına yol açar. Yetişkinlere kıyasla duygularını anlamayan ve sözel olarak ifade edemeyen çocuklar genellikle onları sağlıksız ve dolaylı yollarla dışa vururlar. Hayatında aynı anda bir çok değişiklik gözlemleyen ve deneyimleyen çocuk bir yandan bu değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken bir yandan da içinde biriken soru işaretleri onun güvenlik duygusu için tehdit oluşturmaya başlar. Çocuğun yaşına ve boşanma gerçekleşene kadarki sürece bağlı olarak çalışılması gereken konular farklılaşmaktadır.
Terapi sürecinde genel olarak;
1-Boşanmayı anlamak
2-Boşanma ile gelen duyguları anlamak
3-Duyguları ifade edebilmek
4-Boşanmış ebeveynlerle yaşamak
5-Değişen düzene ayak uydurmak aşamalarının çocukta işlenmesini gerektirir.
Boşanma süreci çocuk için olduğu kadar, çoğu zaman anne ve baba içinde çalışılması gereken bir konudur.

Emdr ile Geçmişin Yükünden Kurtulun

EMDR Tekniği ile Geçmişin Yükünden Kurtulun

EMDR olarak bilinen Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma Tekniği, psikoterapi teknikleri arasında uluslarası platformda kabul ve rağbet gören bir teknikdir.

Teknik, nörobiyolojiye dayanarak bazı durumlarda beynimizin normal işleyişi ve işlemleme sisteminde meydana gelen engellemeyi sistematik ve yapılandırılmış olarak yeniden işlemleme olarak anlatılabilir.

 

Beynimiz yaşadığımız olayları işlemleyerek kaydedecek bir mekanizmaya sahiptir. Ancak yaşanan travmatik olaylar bu doğal işlemleme sistemini sekteye uğratır ve duygu yüklü travmatik deneyimler işlemlenemeden nötr ve olumlu olayların tersine, beynimizde işlenemez ve işlenmeyen anılar adaptif olmayan şekilde depolanır.

 

EMDR terapisi ile sağ hemisferde işlenmeden veya adaptif olarak işlenmeden duran bilgileri çift yönlü uyaran kullanılarak beynin uykunun rem evresinde yaptığı işlemi terapi sırasında sistematikleştirmiş oluyoruz. Çift yönlü uyaran ile sağ hemisferde takılı kalan bilgi sağ ve sol hemisfere akış sağlayarak işlenmeye başlar. O anı ile birlikte depolanmış duygu, duyum, görüntü, ses de işlenerek rahatlama sağlanır.

 

EMDR ile ilk anı ağlarına ulaşıp beynin işlemleyemediği veya işlevsel olmayan şekilde işlemlediği anıları yeniden işlemleyerek duygu yoğunluklarını azaltarak anıların kişide yarattıkları duygusal ve fiziksel (kronikleşen sebepsiz ağrı kaynaklı) acıyı ortadan kaldırmaktadır.

 

Sık Kullanıldığı Psikolojik Durumlar

 

Doğal Afetler (Deprem, sel, yangın), Travmatik Olaylar (Kaza, Ameliyat, Kayıp, İstismar), Savaş, Korku ve Fobiler (sebebi bilinmeyen, koru veya fobilerde), Performans Kaygısı, Sınav Kaygısı, Her türlü beden algısı bozuklukları, konuşma bozuklukları ve Kronik Ağrılar (migren, boyun, omuz ağrıları) için son derece etkili bir tekniktir.

 

EMDR Rahatsızlık Yaratan Olayı Siler Mi?

 

EMDR ile psikoterapi sürecinde işlenen anılar unutulmaz. Böyle bir şey de hedeflenmemektedir. Duygu ve düşünce yoğunluğu ile kaydedilen anıların nötrleşmesi ve geçmişte yaşanan olayların geçmiş uzaklığında hatırlanabilmesi yani canlılığını azaltması söz konusudur. EMDR geçmişte kalan anıların bugünde yarattığı rahatsızlığı siler diyebiliriz.

 

Kimlere EMDR Uygulanır?

 

Özel teknik ve yöntemleri ile çocuk, ergen ve yetişkinlere uygulanabilen EMDR farklı zaman ve olaylarda geçişteki duygu yüklü olayın etkilerini yaratabiliyor.

 

Örneğin babasının annesine kemerle şiddetine tanık olan bir çocuğun büyüdükçe yılan fobisi geliştirmesi gibi. Somut dönemde olan ve henüz dil gelişimi yeterli ölçüde tamamlanmayan çocuk yaşananları somutlaştırarak kaydetmeye çalışır.

 

Ne kadar sürer?

 

Travmalarda en hızlı sonuç veren terapi yöntemi olarak bilinir. Gün aşırı uygulamalarla danışanı 1 haftada sonuca götürebilir.

 

Etkisi kalıcı mıdır?

 

Yapılan müdahale ile amaçlanan duyarsızlaştırma sağlanır. Ancak zihnin dinamik yapısı ve çevresel faktörlerle ortaya çıkan yeni tetikleyicilerin ilk altı aylık süreçte kişiyi tedavi öncesindeki gibi olmasa da belli bir miktar etkilemesi beklenir. Bu gibi durumlar için altı ay boyunca ayda bir takipler yapılmaktadır. İlk tedavinin ardından ara takiplerle ortaya çıkan yeni bilgilerin de işlenmesi ve temizlenmesi gereklidir.

 

Uzm. Psk. Duygu KARAKULAK TAKVİM

                         EMDR Terapisti

78a011c7fdb96fd33026cc378620d755

Çocuğunuzun Sanat Çalışması için 10 Soru

Çocuğunuzun yaratıcı ve eleştirel Düşünme Becerilerini geliştirebilmek için açık uçlu sorularınızı onun sanat çalışmaları sonrasında kullanabilirsiniz.

İşte size büyük bir merakla çalışmasını gösteren çocuğunuza “İyi iş” ve “çok güzel” in yanında çalışmasını size anlatmasına yardımcı olacak 10 soru.

  • Çalışman/Resminle ilgili bana neler söyleyebilirsin?
  • Hangi materyalleri kullandın?
  • Bu fikre nasıl ulaştın?
  • Bunu yapmaya nasıl karar verdin?
  • Çalışmanda/Resminde en sevdiğin bölüm neresi?
  • Bu çalışmaya/resme ne isim verirsin?
  • Bu çalışman/resmin bir hikayesi olsa o hikaye neyi anlatırdı?
  • Bu çalışmayı tekrarlayacak olsan değiştirmek istediğin bir yer olur muydu?
  • Bu renkler ne anlatıyor?
  • Daha fazla zamanın ve malzemen olsa bu çalışmaya neler eklerdin?
ec4c00bc47b27871f998d2f89d75a8a7

Çocuk ve Yaratıcılık

“Ağaçlar pembe olmaz”

“Bu etekle bu çorap giyilmez”

“Lego dan telefon yapılmaz”

Gibi cümleler çocuğunuzun yaratıcılığını törpülediğiniz anlamına gelmektedir. Bu gibi kalıp yargılarla çocuğunuzun üretken düşünce biçimini kısıtlamayın.

Hayal gücü ve yaratıcılık saçmalıklarla beslenip gelişir ve güçlenir.

Yaratıcı Düşünme Neden Önemlidir?

Yaratıcı düşünme becerileri çocuğun doğuştan getirdiği motivasyonun devam etmesini sağlarken, hayatı öğrenmesini kolaylaştırır. Girdiği ortamlarda sıradan olmayan fikirler sunarak fark yaratmasını sağlar. Yaratıcılık bir tek sanatsal meslek gruplarında değil tüm mesleklerde olduğu gibi hayatın içindeki sorunları çözmede ve hayatı yaşanası kılmada yararlı bir kaynaktır.

Bazılarımız doğuştan getirdiğimiz ilgi ve yeteneklerle diğerlerine göre daha yaratıcıyız. Bu gerçek karşısında yaratıcılığın geliştirilebilir olduğu da unutulmamalıdır.

Bir yetişkinin gözetiminde ve bazen de desteği ile çocuklara yeni deneyimler yaşayacak ve fikirler üretebilecek fırsatlar verilmelidir.

Çocuğuma Yardımcı Olmak için Ne Yapabilirim?

  1. Açık Uçlu Sorular Sorun

Çocuğunuzla yaptığınız konuşmalarda “evet” ve “hayır” dan daha fazlasını alacağınız açık uçlu sorular sorun. Örneğin; “Bunun nasıl yapabiliriz?”, “Eğer yanlış bağlarsam ne olabilir?” “Bu yemeği hazırlarken başka neler ekleyebiliriz?” “Bir sonraki aşamada ne yapmalıyız?”

 

  1. Seçenekler Sunun

Çocuğunuza bağımsız olması ve kendi kararlarını alabilmesi için yardımcı olun. Önereceğiniz seçeneklerin hepsinin çocuğunuz tarafından seçilme ve uygulanma ihtimali olduğunu bilerek, sonucundan rahatsız olmayacağınız seçenekler sunun.

 

 

  1. İcat Edin

Bir atık malzeme kutusu yaparak bu kutuya bir isim verin. Örneğin; “ıvır zıvır kutusu, sihirbazın şapkasının içindekiler kutusu” gibi. Bu kutuyu kullanarak buradaki bir şeyleri başka şeylere dönüştürme etkinliği yapın.

 

  1. Drama Yapın

Drama ve imajinasyonun kullanılabileceği oyunlar oynayın. Çocuğunuz sevdiği bir hayvanı canlandırırken o canlandırmaya bir duygu ekletin. Örneğin; mutlu kedi, korkmuş kaplan, üzgün maymun gibi.

 

  1. Yanlışlarını Kabul Edin

Hataları başarısızlık olarak değerlendirmek yerine doğruya ulaşmak için fırsatlar olarak yorumlayın.

 

  1. Müzik Yapın

Bu madde zor olabildiğince de çılgın gelebilir.  Vücudunuzu ritimler yaratmak için kullanarak, o ritimler eşliğinde dans edin.

 

  1. Şiir Okuyun

Okuma alışkanlığınızı değiştirerek okuma saatleriniz arasına ,şiirler karıştırın. Başlangıçta okumak için seçtiğiniz şiirlerin çocuk şiiri olmasına dikkat ederek her kıta arasında “Şair ne anlatmak istiyor?”, “Burada neyden bahsediyor?” gibi sorular sorun.

 

  1. Daha çok Çizin

Çizim çocuğun duygularını aktardığı yollardan biridir. Yaptığı çizimleri size anlatmasını isteyerek her resme bir hikâye oluşturabileceği şeklinde teşviklerde bulunun. Çizdiği resmin öncesi veya sonrası hikâyesinde gizli olabilir.

 

  1. Bilgisini Artırın

Çocuğunuzun ilgilerini geliştirmek için destekleyici olun. Yeni kitaplar bakın, online araştırmalar yapıp bilgi toplayın.

 

  1. Yargılamaktan ve Yönlendirmekten Kaçının

Çocuğunuzun davranışları üzerine yargılayıcı olmak veya onun yağtığı bir şeyi yönlendirmeye çalışmak çocuğunuza “sen bu işi yapamıyorsun, bak bu böyle yapılır” mesajını verir. Bu da onun denemeye, üretmeye ve yaratmaya yönelik cesaretini kırar.

Uzman Psikolog Duygu KARAKULAK TAKVİM

ilişki yatırım ister

İlişkinizi Geliştirin

Sadece fitnes ve diet programlarının takip edilmesi zorunlu kuralları yoktur. Romantik ve mutlu ilişkilerinde kuralları vardır.

İlişkiniz istediğiniz kadar zengin mi?

Daha güçlü ve tatmin edici olabilir mi?

İlişkinizi olabilecek en üst noktaya taşımak veya yıllarla birlikte etkisini kaybetmemesi için yapmanız gerekenler neler?

Psychology Today yayınladığı bir makalesinde yapılan araştırmalar ışığında size ilişkiniz için atılacak adımların bir listesi çıkardı.

Her amaç çaba gerektirir. İlişkiniz için çaba göstermeye hazırsanız işte bunun yolları.

1- Finansal konular hakkında tartışmayı bırakın

Araştırmalar evli çiftleri boşanmaya götüren sebeplerin başında finansal konuların yer aldığını gösteriyor. Maddi harcamalar konusundaki fikir ayrılıkları uyum güçlüklerinin başını çekiyor. Evliliğin sınavlarından biri maddi konulardaki fikir ayrılıklarını dile getirme ve çözüme ulaştırma yönteminiz. (Dew, Britt, & Huston, 2012).

2Onu düşündüğünüzü gösteren jestler yapın

Küçük eforlarla hazırladığınız süprizler ilişkinizin yenilenmesini sağlıyor ve heyecanını artırıyor. Araştırmalar erkek veya kadın fark etmeksizin partnerinizin sizin için zaman ayırıp sizin yerinize düşündüğü durumları görmenin sevgi deponuzu doldurduğunu gösteriyor. (Algoe et al., 2012).

3İlişkiniz için çalışın

Evinizi temizliyor, arabanızın yağını değiştiriyorsunuz, diş doktoru kontrollerinizi yapıyorsunuz peki ya ilişkinizin temel sağlığı için neler yapıyorsunuz? İlişkinin düzenli ve sürekli ilginize ihtiyacı olduğunu yıllar geçse de unutmamanız gerekiyor.

4- Daha fazla konuşup daha fazla dinleyin

Konuşmak için zaman ayırabilmek her zaman kolay değildir. Özellikle şehir temposunda herkes yoğun ve meşgul olabiliyor. Ancak evlilik ve çift terapilerini yapılandırmak için girilen araştırmalar, daha fazla konuşup, dinleyerek ilişkinin geliştirilip tatmin edici noktaya gelebildiğini gösteriyor. (Hendrick, 1981, Litzinger & Gordon, 2005). Hafta en az bir kez sadece partneriniz ve size ait olacak bir gün ve saat belirleyerek işe başlayın.

5- Meditasyon yapın

Meditasyon yaparak sadece kan basıncınızı dengeleyip, sakinleşmek dışında yararlar da sağlayabilirsiniz. Günün yorgunluğunu ve stresinizi en yakınızdaki kişiye aktarmanız kadar doğal bir şey yok. Meditasyon gibi rahatlama teknikleri ile partnerinizi ve ilişkinizi yormadan bunu yapmak mümkün.

6- Yeni bir şeyler deneyin

Partnerinizle bir süredir birlikte iseniz artık bazı şeyler monotonlaşmaya başlamış olabilir. Monotonluk sıkıcıdır ve heyecanı yok eder. Oysaki ilişki hangi evresinde olursa olsun heyecan ister. Partnerinizle yeni bir şeyler denemeniz ilişkinizin tutku ve tatmin düzeyini artırabilir. (Aron et al., 2000) partnerinizle birlikte bir araba yolculuğuna çıkmayı, dans kursuna yazılmayı düşünebilirsiniz.

7Onun yanındayken telefonu bırakın

Telefonunuzdan gelen uyarı mesajları zihninizi çeliyor mu? Partnerinizin yanında dahi aklınız sürekli telefonunuzdaki uygulamalarda mı oluyor? Anı yaşamanıza engel olan uygulamalar sizin yoğunlaşmanızı ve kendinizi vermenizi engelliyor. Bu karşı taraf için küçümseme, önemsenmeme olarak yorumlanabilir ve bir süre sonra o da buna uyum sağlamaya başlar, bir başka deyişle yanınızda iken aynı silahı size karşı kullanmayı alışkanlık haline getirir. Bu da kal (Roberts & David, 2016).

8Rica Edin

Evlilik ve ilişkilerin süresi ve kalitesini uzatmak üzere yapılan araştırma ve incelemelerden bir diğeri de partnerinize rica etmenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. (Fincham & Beach, 2014) Daha az samimi olduğumuz bir insana karşı gösterdiğimiz nezaket davranışlarını eşimize karşı da göstermek istediğimiz sonuca karşımızdakini kırmadan ve kendimizi yormadan ulaşmak konusunda işimizi kolaylaştırıyor.

9- Daha fazla gülün

Çiftlerin gülerek zaman geçirmesi ilişkinin kalitesini ve yakınlığı artırıyor. Gülmekle birlikte beyindeki kimyasal hareketlenmeler başlıyor ve salgılanan hormonlarla “ben bu kişi ile mutluyum” algısı yerleşiyor. (Kurtz & Algoe, 2015) Birlikte bir korku filmine gidip gerilmek yerine sağlam komedilerin olduğu bir filme gitmek ilişkiniz adına daha doğru bir yatırım olabilir.

Aşkla kalın.

Mayıs Psikoloji

 

Kaynaklar

  • Algoe, S. B., Gable, S. L., & Maisel, N. C. (2010). It’s the little things: Everyday gratitude as a booster shot for romantic relationships.Personal Relationships, 17, 217-233.
  • Aron, A., Norman, C. C., Aron, E. N., McKenna, C., & Heyman, R. E. (2000). Couples’ shared participation in novel and arousing activities and experienced relationship quality. Journal ofPersonality and Social Psychology, 78, 273-284.
  • Dew, J., Britt, S., & Huston, S. (2012). Examining the relationship between financial issues and divorce.Family Relations, 61, 615-628.
  • Fincham, F. D., & Beach, S. R. (2014). I say a little prayer for you: Praying for partner increases commitment in romantic relationships. Journal of Family Psychology, 28, 587-593.
  • Hendrick, S. S. (1981). Self-disclosure and marital satisfaction.Journal of Personality and Social Psychology, 40, 1150-1159.
  • Jones, K. C., Welton, S. R., Oliver, T. C., & Thorburn, J. W. (2011). Mindfulness, spousalattachment, and marital satisfaction: A mediated model. The Family Journal,357-361.
  • Kurtz, Laura E., and Sara B. Algoe. Putting laughter in context: Shared laughter as behavioral indicator of relationship well‐Personal Relationships, 22, 573-590.
  • Litzinger, S., & Gordon, K. C. (2005). Exploring relationships among communication, sexual satisfaction, and marital satisfaction.Journal of Sex & Marital Therapy, 31, 409-424.
  • Roberts, J. A., & David, M. E. (2016). My life has become a major distraction from my cell phone: Partner phubbing and relationship satisfaction among romantic partners. Computers in Human Behavior,54, 134-141.
  • Stafford, L., & Canary, D. J. (1991). Maintenance strategies and romantic relationship type,gender and relational characteristics. Journal of Social and Personal relationships, 8, 217-242.

 

konuşmayı destekleyin- konuşma bozuklukları

Konuşma Becerisini Desteklemek

Gelişim evrelerine baktığımızda 1 yaş civarı ilk anlamlı sözcüklerini çıkarıp, 2-3 yaş civarı ise düzgün bir biçimde konuşmaya başlamış olmasıdır. Çocuklarda ilk anlaşılır kelimeler 12-18 ay arası ortaya çıkar. Çocuğun gerçek konuşmaya geçmesi bu dönemin özelliğidir. Mırıldanma ile gerçek konuşma arasında bir suskunluk dönemi geçtikten sonra sözcük, sesle oynamanın rastlantısal olarak ortaya çıkar. Tekrarlanmalar yolu ile uygun olarak kuvvetlenir. Sözcüğün ilk yaşın sonuna doğru, 1-2 yaşlar arasında görülmeye başlamasıyla dilin başladığı düşünülür. Çocuğun sözcüklerinin gerçek bir sözcük olarak kabul edilmesi için çocuk bu sözcüğü, belli bir durum ya da nesneyi belirtmek üzere tutarlı ve doğru olarak kullanmalıdır. Çocuğun ilk anlamlı konuşmaları ‘mama, baba’ gibi tek sözcüklerden meydana gelir. Bu sözcüklerde çocuk; insanlar, oyuncaklar, yiyecekler, giyecekler gibi bildiği dünyadan söz eder. 1,5 – 2 yaşları arasında sizinle sohbet etmeye çalışır 17-18 aylar arasında, sevdiği şarkıları anladığı ve çıkarabildiği kelimelerle söylemeye başlar. Hareketlerle, kelimelerin anlamlarını beraber eşleştirerek kullanabilir. 18-24 aylarında ise ortalama 25 kelime söyleyebilmektedirler. Aileleri ile sohbet etme çabasına girerler, söylenenleri anlar ve kendilerini ifade edebilirler. Anlamlı konuşma, her yıl yaklaşık %25 oranında artış gösterir. 3 yaşından sonra düzgün cümleler kurar Çocuk 2 yaşını bitirdiğinde 50-100 arası kelime kullanır hale gelir. 3 yaşından sonra düzgün cümleler kurabilir. Bu şekilde devam eden konuşma ve dil gelişimi, bu yaşlardan sonra da aynı şeklide devam edecektir. 3-6 yaş arası çocuk artık gramer kurallarına uygun konuşma dönemine geçmiştir. Kelime haznesine yenilerini eklemek ve düzgün yerlerde kullanmasını sağlamak, onlarla sık sık yapılan konuşmalar ve kitap okumalarla hız kazanacak ve gelişecektir. Her çocuğun gelişim düzeyi farklı olduğundan, büyük beklentiler içine girilmemeli, başka çocuklarla kıyaslamalar yapılmamalıdır. Kardeşler arasında bile bu farklılıklar gözlemlenebilmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre kız çocukları daha erken konuşmaya başlamaktadır. Çocuğun konuşma becerisini geliştirmek için neler yapılmalı?
• Sık sık adı ile seslenin.
• Söylediklerinizi anlamasa da onunla konuşun.
• Tüm konuşmalarınızda yüz yüze olun ve göz temasında bulunun.
• Birlikte şarkı söyleyin, parmak oyunları oynayın.
• Çocuğun yaş düzeyine uygun resimli masal kitapları okuyun, anlatın.
• Çevresindeki ve ilgisini çeken nesneleri adlandırın.
• Daha rahat anlayabilmesi için kolay ve net cümleler kurun.
• Taklit becerisini geliştirecek yaratıcı oyunlar oynayın.
• Sorduğunuz soruyu ya da isteklerinizi birkaç kere tekrarlayın.
• Konuşurken yüz mimik ve jestlerinizi de kullanın.
• Yapılan etkinlikleri ya da hareketleri kelimelere dökün.
• Günlük yapılacak programlamayı sırasıyla bilgilendirin.
• Onun sorularını mutlaka cevaplandırın, geçiştirmeyin.
• Anlamadığı kelimeleri açıklamaya çalışın.
• Özellikle 0-3 yaş döneminde televizyon izlettirmeyin, eğer kısa süreli izliyorsa birlikte olun ve gördüklerini tek tek anlatın.
• Mümkün olduğunca yaşıtları ile oyun oynamasını sağlayın
• Çocuğunuzla bebeksi bir şekilde konuşmayın.
• Bir nesneyi eline aldığında onunla ilgili bilgiler verin. Genellikle bütün gelişim alanlarında olduğu gibi dil gelişimde de tüm çocuklar belirli bir sıra izler. Ancak bireysel farklılıklardan ötürü çocuklar bazı becerilerde yaşıtlarına göre geri kalabilirler. Eğer çocuğunuz 2 yaşına kadar hala konuşmuyor ya da konuşma seslerine benzer sözcükler çıkarmıyorsa, ailede gecikmiş konuşma vakası varsa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Bir uzmana başvurmanız her zaman konuşma bozukluğu ya da ciddi bir sorun olduğu anlamına gelmeyebilir. Bu süreçte çevreniz tarafından söylenen “konuşur biraz daha bekleyin, babası, dayısı, amcası, teyzesi de geç konuştu, bizim ailede genetik, tanıdığın da çocuğu 4 yaşında konuştu, şimdi hiç susmuyor” gibi cümleleri önemsemeyin ve yol haritanızı belirleyin.

Konuşma Bozuklukları ve Çocuk Gelişim Uzmanı Gülşen YILDIRIM

okb22

Zihnin Size Oyunu: Takıntılar

Zihnin Size Oyunu: Takıntılar

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

 

Kişinin kontrolü dışında zihne gelen ve takılan, rahatsız edici takıntılı düşünceler obsesyon olarak adlandırılmaktadır. Bu rahatsız edici takıntılı düşüncelerden kaçınmak ve bir rahatlama sağlamak için zorlantı denilen kompulsiyonlar ortaya çıkar.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) olarak tanılanan bu psikolojik rahatsızlıkta kişi işlevsiz olduğunu bildiği halde kafasındaki düşüncelerden ve onları denetlemek adına geliştirdiği davranış ve kaçınmalardan kendini alıkoyamaz. Bunun sonucunda işlevsellik kaybı, aile ve arkadaş ilişkilerinde bozulma, iş hayatında sorunlar, depresyon ve genelleşmiş kaygılar ortaya çıkmaktadır.

 

Takıntı hastalığı aklı dengeyi ve gerçeklik algısını bozmadığı için dışarıdan bakan bir kişinin kişiye dair bu rahatsızlığı fark etmesi zordur. Ancak bu durumu yaşayan kişi, zihnindeki düşünceler ve bu düşüncelerden duyduğu rahatsızlığı bastırmak adına çıkan davranışlardan dayanılmaz bir acı duymaktadır. Obsesyon ve kompulsiyonlar tedavi edilmediği durumda kişinin hayatında giderek daha fazla yer kaplar ve kişiyi esiri eder.

 

Yaşanan Stres Dönemleri Obsesyonları Tetikliyor

 

Genetik ve Çevresel Faktörlerin etkili olduğu Obsesif Kompulsif Bozukluk, aile içi çatışmalar, hamilelik, doğum gibi stresin artış gösterdiği dönemlerde tetiklenerek başlayabiliyor. Yaşanan stres faktörlerine savunma olarak, kaçınma ve kontrol kurma çabası ile zihin sürekli düşünceler, ayrıntılar ve kurallar ile meşgul edilir.

 

Tedavi Yaklaşımları

 

Obsesyon ve Kompulsiyonların tedavi sürecinde sabır ve kararlılık önemli bir yer tutuyor. Terapi sürecinde kişiden tekrar tekrar yapmakta olduğu davranışları bırakması ve yapamadığı bazı şeyleri yapmaya çalışması istenirken, bunun yaratacağı kaygı durumu ile başa çıkabilecek şekilde danışanın güç kazanması psikoterapinin ilk aşamasını oluşturur. İkinci aşamada Bilişsel Davranışçı Terapi Tekniği ile kişinin obsesyon veya kompulsiyonları değil bunları yaratan inanç ve tutumları ele alınmaktadır. Süreç içinde Farmakolojik ve Psikoterapötik destek ile kişinin tam anlamı ile tedavi olması mümkün.

 

Mayıs Psikoloji

original

Çocuklarda Görülen Tikler

 

Çocuklarda Görünen Tikler ve Tedavisi

Tik Nedir?

Yaygın olarak 7-12 yaş arasında ortaya çıkabilen tikler, Göz Kırpma, Burun Çekme, Boyun Oynatma, Boğaz Temizleme şeklindeki hareket ve seslerin istemsiz, amaca yönelik olmadan, yineleyici olarak tekrarlanması durumudur.

Çocuklarda Tik Davranışı Neden Ortaya Çıkar?

Tiklerin neden ortaya çıktığına dair net bir bulgu olmasa da genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı bilinmektedir.
Araştırmalar tik geliştiren çocukların genellikle kaygılı, heyecanlı ve gergin karakteristik özellikler taşıyıp, ebeveynlerinin mükemmeliyetçi, titiz ve kuralcı kişilik özellikleri olduğunu ortaya koymuştur.

Neden 7-12 Yaş Aralığı?

7 yaş, çocukların büyük bir bölümü için okul deneyimi ile birlikte anneden ayrılma, evinden uzaklaşma, yeni bir ortama uyum, sosyalleşme ve akademik beklentilerin hayatına dâhil olduğu bir dönemi temsil eder. Bu dönem çocuk için birçok değişikliğin eş zamanlı olarak karşısına çıkması ve ruhsal işleyişin uyum sağlama çabası açısından zorlayıcıdır. Uyum sağlama çabası ile birlikte kaygı, stres ve güven korkuları yaşayan çocuk bedenindeki istemsiz kasılmalarla bunlara tepki oluştururken kontrol duygusunu yaşamaya çalışmaktadır.

Çocukta Tik Gözlenmesi Durumunda Hangi Aşamalar Takip Edilmelidir?

• 3-5 yaş civarı ortaya çıkan tiklerde çevresel modellemenin etkili olabilme ihtimali yüksektir. Çocuğun etrafındaki kişiler incelenmeli ve dikkat çekici uyarılarda bulunulmamalıdır.
• 7 yaş sonrası oluşan tikler için korku, tedirginlik ve kaygı gibi duygusal sorunlar araştırılmalıdır. Ayrıca çocuğun iç huzursuzlukları ve çatışmaları terapi ortamında ele alınmalıdır.
• Çocukta görülen tiklerin her ortamda ortaya çıkıp çıkmadığı incelenmeli ve bunun sebepleri araştırılmalıdır.
• Tikler baskılanabilse de çocuğun kontrolünde olan kasılmalar değildir. Baskı içeren davranışlar tiklerin artmasına ve yerleşmesine sebebiyet vereceğinden ebeveynlerin ve öğretmenin çocukta ortaya çıkan ve zaman zaman artan tikler karşısında sabırlı ve bilinçli olması önemlidir.
• Tiklerin 3 haftalık bir süre boyunca devam etmesi durumunda bir Çocuk ve Ergen Psikoloğuna başvurulmalıdır. Tek başına psikoterapi ile ele alınabileceği gibi uzmanınızın değerlendirmesi ile ilaç kullanımı ile süreç desteklenebilir.

Uzm. Psk. Duygu KARAKULAK TAKVİM

sandtray

Oyun Terapisinde Minyatürler

 

Oyun Terapisinde kullanılan Minyatürler
Çocuklar oyun terapisinde kullanılan minyatür oyuncaklarla oynarken hayatlarındaki gerçek nesne ve insanlar için temsiller oluşturur ve olaylar üzerinde kontrol duygusu hissederler.
İnsanlar, hayvanlar, binalar, manzara öğeleri, ulaşım araçları, arketipler ve doğaüstü güçlerden oluşan geniş bir yelpazeyle çocuk kendi dünyasını yaratır. Bu yaratış kendini serbest bir şekilde ifade etme, arzuyu gerçekleştirme, olumsuz yaşantıların üstesinden gelmek için çocuğa fırsatlar sunar.
Boşanma ve kayıp süreçlerine dair uyum güçlükleri, kardeş kıskançlığı, okula uyum sorunları, kaygı ve korkular, öfke patlamaları, inatçılık, tırnak yeme, parmak emme, yemek, uyku, tuvalet problemleri, özgüven sorunları, ihmal-istismar gibi konular çocuğun oyunları ile sembolik bir şekilde ortaya konur. Çocuğun oyunları ile çıkardığı malzemeler çocuk hazır olduğu zaman Oyun Terapisti tarafından terapötik ortamda işlenmeye başlar.
Sorunlarını, duygularını kelimelerle konuşarak anlatamayan ya da anlatımda yetersiz kalan çocuklar için oyuncakları kelime, oyunu dil olarak kullandıkları Oyun Terapisi terapötik ortamda en etkili tekniklerin başına yer almaktadır.

Uzm. Psk. Duygu KARAKULAK TAKVİM

SOBECE / Sosyal – Duygusal Beceri Çocuk Eğitim Programı

Önceki Duyurularımız Çocuklarda Sosyal-Duygusal Beceri Geliştirme  SOBECE / Sosyal – Duygusal Beceri Çocuk Eğitim …

Film Analizi

Önceki Duyurularımız Film Analizi İçimizdeki Yabani Hikayeler 1 Sosyal Medya Kullanımı ve Online İtibarınız Film …

Filial Terapi

Filial Terapi Filial Terapi Filial Terapi (Anne Çocuk İlişki Güçlendirme Programı ) Filial Terapi grup oturumlarına …